DERSİM’İN KAYIP ZAMANLARI – RABAT
Köye vardığımızda bizi evine davet eden Ali Ergün’den bilgi alıyoruz, verdiği bilgiler doğrultusunda tepede bulunan evden aşağıya doğru vadiye inmeye başlıyoruz.
Tepede kaleden kalma çok az bir yapıyla karşılaşıyoruz, karşı taraftaki dağın kayalık kısmında içi oyulmuş iki boşluk gözümüze çarpıyor çok uzak olduğundan ne olduğu konusunda pek bilgimiz yok.
Vadi içinde yukarı doğru yol alarak sağlam olan köprüye varıyoruz. Dağın eteğinde bulunan kalenin son izlerinden sonra köprünün bu hali ve sağlam olan yapısı karşısında hepimiz seviniyoruz.
Köprüden aşağıya doğru vadi içinde yol alıyoruz, ilk dikkatimizi çeken küçük bir alanın kazılmasıyla ortaya çıkan duvar yapısı oluyor.Yukarıdan aşağıya kadar olan çok büyük bir alanda toprak altında keşfedilmeyi bekleyen bir kentin olduğuna dair çok güçlü belirtiler var.
Aşağıya doğru inildikçe vadi daralıyor ve hareket etmek zorlaşıyor, dar vadide ürkütücü bir sessizlik içinde resimler çekmeye başlıyoruz.
Vadideki kıvrımlar içinde ilerlerken her yerde gördüğümüz ayı izlerinin çoğalmasına birde kumlar üzerindeki vaşak izlerinin karışması karşısında vadinin ıssızlığında yalnız olmadığımızı anlıyoruz. Tedirginlik içinde ilerlerken karşımızdaki manzara bizleri bir kez daha şaşırtmaya devam ediyor. Kayalık olan dar vadiden yukarı çıkmak için yapılmış merdivenlerle karşılaşmamız, bir şey olursa vadiden nasıl kestirme çıkılır sorusuna binlerce yıl evvel bulunmuş çözümden başka bir şey değildir diye düşünüyoruz.
Biraz daha ileride yakın tarihte değirmen için yapılmış su köprüsünü görmemizle saatlerin çabucak geçtiğini farkediyoruz.
Köye döndüğümüzde gördüklerimizle ilgili Ali Ergün’le sohbete dalıyoruz, geç olduğu için fazla vaktimiz yok ama Ali Ergün’ün bilgisi karşısında mecburen kalıyoruz. Çok az kısmı kazılan yerin hamam olduğunu öğreniyoruz çünkü içi oyulmuş büyük taşın altının sipsiyah olmasının nedeni o yıllarda taşın içindeki suyu ısıtmak için yanan ateşten dolayı siyah olduğunu bize aktarıyor. Kayalara oyulmuş merdiven tespitimizin doğru olduğunu asıl arkeolojik alanın karşı dağdaki Hitit eserlerinin bulunduğu yerde demesiyle Dersim’de ilk defa Hitit izlerine çok yaklastığımızı hissediyoruz. Ali Ergün’ün en çok define avcılarından şikayet etmesi ve bilim insanlarının bu güne kadar bölgeye hiç gelmediler demesi çok düşündürücü Kültür müdürlüğünün bile bi haber olduğu Dünya mirası Rabatı kim kayıt altına alacak diye soruyoruz.
Dersim’de kayıt altına alınmamış çok sayıda Arkeolojik yer mevcut, bunları kayıt altına alıp araştırma yapmak kurumların görevi.
Toprağın altında bekleyen Dersim uygarlığının kodları nasıl ortaya çıkacak diye Sn.Kültür bakanı Ertuğrul Günay’ın dikkatine sunuyoruz.
Temmuz 2009